Hep aynı yerde dönüyorum, patinaj
yapan bir lastik gibi. Gidecek yerim olmadığından… Düşünecek başka bir şeyim
olmadığından hep geçmişe gidiyorum. Yıllar öncesine, böylece yeniden yeniden
genç olabiliyorum.
Bu anlatacaklarım biraz hayalle
karışık, eski bir anının yeniden rüyası gibi. Olmasını istemediklerim
çıkarılmış, olmayanlar oldurulmuş ve süreler kısaltılıp, uzatılmış. Aşklar daha
samimi ve sevişmeler daha tatmin edici. Ah hayır, asla bu konuda kendime yalan
söyleyemiyorum, en kötü sevişmelerim seninleydi!
Bencil bir domuz olduğunu bağırmak
isterdim, tıpkı diğer tüm kadınlar gibi. Tüm, aşık, diğer kadınlar. Belki aşık
olamadığımdandır, bunu diyemiyorum. Sahi, aşk seninleyken anlamını unuttuğum
bir kelime miydi? Yo hayır, yine sana atamıyorum suçu.
Kısaca hikayemiz: ben orada
duruyordum. Sen de o gün oradan geçme kararı almıştın. İşte kaderin mucizevi
anlarından biri! Ben eksiktim, sen de öyle. İki farklı yanlıştık, ama doğru
olmadık. Seninle olup bitene işte en çok bu yüzden kızıyorum. Neden bir an bile
doğru olamadık?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder